İnsan olarak en temel hakkımız “Yaşam Hakkı” elimizden alınırken, bir özürle acımızın hafifletilmeye çalışılması içimizi rahatlatmıyor. Çünkü bu ülkede şunları biliyoruz ki; birçok olayın üstü örtüldü, yapılan büyük katliamların ardından verilen sözler tutulmadı.
Sistematik sorunları münferit olaylarmış gibi insanların önüne sunmak, işkence yapanı hastalıklı ama içinde bulunduğu düzeni cok normalmiş gibi göstermek sorunların üzerini örtmekten başka bir işe yaramayacaktır. Polise mukavemetten insanlar toplu olarak gözaltına alınırken, polisin insanlara uyguladığı mukavemette ortada suçlu bulunamamaktadır. Polislerin yetkileri arttırılırken, Hukuk Devleti görevini yaptı izlenimi verilmektedir.
Bu bir düşünce sorunudur!
Bir dönemin düşunce yapısı hala devam etmektedir. İnsanca muamelenin, insanca yaşamanın bir hak olarak değil bir lutuf olarak görüldüğü bir düşüncenin hala devletin bazı noktalarında görülür ve hissedilir olmasıdır. Yaşamak! bir hak; bu hakkı korumak ve bu hakkı elimizden alanları cezlandırmakta insan haklarına sözde değil özde saygılı hukuk devletinin gorevidir.
"mülkiye insan hakları topluluğu"